Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), kişilerin maruz kaldıkları travmatik olaylar sonrasında yaşadıkları korku, çaresizlik ve dehşet duygularının bir sonucu olarak ortaya çıkan bir ruhsal bozukluktur. Travmatik olaylar, kişinin yaşamını ciddi şekilde etkileyebilir ve bu olaylar savaş, terör, doğal afetler, kazalar veya ani ölüm haberleri gibi çeşitli şekillerde olabilir.

Travma, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bunlar arasında:

Günümüzde insanların %9 ila %10'u travma sonrası stres bozukluğu yaşamaktadır. Özellikle büyük depremler gibi doğal afetler sonrasında, bu tür bozuklukların görülme sıklığı artmaktadır.

Ülkemizde yaşanan büyük depremler sonrasında, bu olaylara maruz kalan insanların çoğu büyük bir travma yaşamış ve psikolojik olarak zor durumda kalmışlardır. Deprem sonrasında yapılan araştırmalar, öğrencilerin sınav sonuçlarında ciddi düşüşler yaşandığını ve çocuklarda asabi hareketler gözlendiğini göstermiştir. Bu durum, deprem sırasında yaşanan korku, panik ve aile kaybı gibi faktörlerin travma ve stres bozukluğuna yol açtığını göstermektedir.

Travmanın ortaya çıkmasında çeşitli etkenler rol oynar. Bunlar arasında:

Çocukluk döneminde cinsel istismara uğrayan çocuklar ve aileleri, travma ve stres bozukluğu yaşama riski en yüksek olan gruplardan biridir. Yaşanan bu tür olumsuz olaylar, kişinin ileri yaşamında da etkilerini sürdürebilir ve iyileşme süreci yıllar alabilir.

Travma sonrası stres bozukluğunun belirtileri şunlardır:

Travma sonrası stres bozukluğunu tedavi etmek her zaman gerekli olmayabilir. Bazı insanlar, aile ve çevreden aldıkları destekle bu durumu hızlıca atlatabilirler. Ancak, bazı kişiler için haftalar veya aylar geçse bile travmanın etkileri devam edebilir ve bu durum yaşamlarını ve ailelerini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durumda mutlaka bir uzmana danışılmalı ve tedavi olunmalıdır. Uzman hekimler tarafından davranış terapisi ve ilaç tedavisi gibi yöntemler kullanılabilir.