Majör depresif bozukluk, kişinin sürekli umutsuzluk, çaresizlik ve karamsarlık duyguları hissetmesi durumudur. Bu psikolojik rahatsızlık aniden veya yavaş yavaş ortaya çıkabilir. Majör depresif bozukluk yaşayan bireylerin çalışması, yemek yemesi ve uyuması zorlaşabilir. Bu kişiler, ailesiyle ya da dostlarıyla vakit geçirmekten ve eskiden zevk aldıkları aktivitelerden artık hoşlanmamaya ve zevk almamaya başlarlar.

Erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülen majör depresif bozukluk, genellikle ergenlik döneminde, hamilelik süreçlerinde ve menopoz sırasında hormonlarda meydana gelen değişikliklerle ortaya çıkar. Genetik faktörlerin de etkili olduğu bu bozukluk, bir kişinin hayatında bir defa karşılaşabileceği gibi, birden fazla kez de karşısına çıkabilir. Bu hastalığı yaşayan kişiler, hayatlarından zevk alma yeteneklerini tamamen kaybederler ve olaylara odaklanma ve konsantrasyon yetenekleri zorlaşabilir.

Çoğu insan hayatlarının bazı evrelerinde kendilerini çaresiz, yalnız ve üzgün hissedebilir. Ancak majör depresif bozukluğu olan hastalar, bu hisleri günlük hayatlarının tüm anlarında ya da günlük aktivitelerini etkileyecek derecede hissederler. Bu yüzden hayatları çekilmez bir hal alır ve tedavi olmaya ihtiyaç duyarlar.

Birçok durumda ortaya çıkabilecek bu hastalık, kişinin hayatında önemli bir yeri olan birisini ani kaybetmesi, çok sevdiği birinden ayrılmak zorunda kalmak, sosyal izolasyon, cinsel istismara maruz kalma, tanımadığı bir yere taşınmak, iş değişikliği yapma gibi hayatında oluşan değişiklikler, dışlanma ve yalnızlık gibi durumlar majör depresif bozukluğun nedenleri olabilir.

Ayrıca kişinin aile hayatında ya da iş hayatında yaşadığı stres, yaşlı anne ve babasına bakmak zorunda olduğunu hissetmesi de bu hastalığa yakalanma riskini artırır.

Oldukça ciddi bir hastalık olan majör depresif bozukluğun tedavisi mümkündür. Bu hastalığı yaşayan kişilerin tedavisinde doktorların belirlediği ve doktor kontrolünde kullanılacak olan antidepresan ilaçlar ve ilaç tedavisine ek olarak psikoterapi veya konuşma terapileri de uygulanabilir.

Kullanılan ilaçların tedaviye katkı sağlamadığı durumlarda, hastanın doktoru tarafından ilaçlar değiştirilebilir veya ilaçların dozları artırılabilir. Majör depresif bozukluk tedavisinde uygulanan psikoterapi yöntemlerinde, hastaya majör depresif bozukluk sebepleri ve hastalığın tetikleyici etkilerinin farkında olması ve kendisini bu gibi durumlardan uzak tutması tavsiye edilir. Bu seansların sıklığı hastalığın durumuna göre değişebilir.

Majör depresif bozukluk tedavisinde sosyal destek de büyük önem taşır. Aile üyeleri ve yakın arkadaşlar, hastanın tedavi sürecini desteklemeli ve ona yardımcı olmalıdır. Ayrıca, düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenme de tedavi sürecine olumlu katkıda bulunabilir.

Psikoeğitim programları, hem hastalar hem de yakınları için faydalı olabilir. Bu programlar, hastalığın doğası, belirtileri ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi sağlar ve hastaların ve yakınlarının hastalığı daha iyi anlamalarına yardımcı olur.

Son olarak, majör depresif bozukluğun tedavisinde erken teşhis büyük önem taşır. Rahatsızlık belirtileri fark edildiğinde, bir uzmana başvurmak, hastalığın ilerlemesini önlemek ve tedaviye daha hızlı yanıt alabilmek için kritik bir adım olabilir.