Duygudurum bozuklukları, bireyin duygusal durumundaki temel bozukluklar olarak tanımlanmaktadır. Bu bozukluklar genel olarak iki ana başlık altında incelenmektedir. İlki, kişinin kendisini aşırı neşeli hissetmesi durumu (duygunun yükselmesi) ve ikincisi, kişinin kendisini aşırı kederli hissetmesi durumu (duygunun düşmesi) olarak ortaya çıkar.

Sağlıklı bireyler, günlük yaşamlarında karşılaştıkları olaylara tepki göstererek duygusal dalgalanmalar yaşayabilirler. Örneğin, eşiyle kavga eden bir birey gün içerisinde birkaç saat üzüntülü ve kederli hissedebilir. Buna karşılık, çocuğu okulda başarılı olan bir birey birkaç gün boyunca yoğun bir şekilde neşeli olabilir. Sağlıklı bireylerde bu duygusal tepkilerin dengede olması önemlidir. Ancak, duygu durum bozukluğu olan bireylerde bu tepkiler aşırı ve süreklidir. İki haftadan uzun süren keder artışı "depresif," bir hafta süren neşe artışı ise "manik" durum olarak adlandırılabilir.

Duygudurum bozukluklarının en yaygın türü depresyondur. Depresyon, bireyin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ciddi bir durumdur. Depresif bireylerde uyuşturucu, alkol kullanımı ve hatta intihar girişimleri gözlemlenebilir. Depresyonun genetik yatkınlıkla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Depresyon, bireyin yaşamında ciddi ekonomik, sosyal ve kişisel sorunlara yol açabilir.

Manik depresyon, bireyin duygusal durumunun aşırı neşe ve coşku ile karakterize olduğu bir bozukluktur. Manik dönemde birey kendisini çok mutlu, enerjik ve özgüvenli hisseder. Ancak, bu aşırı neşe hali zamanla taşkınlık, saldırganlık ve öfke durumlarına dönüşebilir. Manik depresyon, bireyde duygusal dalgalanmalara yol açar ve bu durum çevresindeki insanlara zarar verebilir.

Duygudurum bozukluğu yaşayan bireylerde abartılı bir güven duygusu, benlik değeri ve her şeyi güzel görme eğilimi ortaya çıkabilir. Bu durum psikotik seviyelere kadar ulaşabilir. Birey, sosyal ve ahlaki kuralları çiğneyerek daha girişken ve rahat bir davranış sergileyebilir. Ayrıca, birey çevresindeki her konu hakkında fikir beyan eder ve bu düşüncelerinin doğru olduğunda ısrarcı olabilir.

Duygudurum bozukluklarının tedavisinde psikanalitik yaklaşımlar kullanılabilir. Bu tedavinin temel amacı, bireyin kendisini suçlama ve acıma inancını bastırmaktır. Tedavi sürecinde bireyin bu inançlarla yüzleşmesi sağlanır. Duygudurum bozukluğu erken teşhis edilip tedavi edilirse, birey kısa sürede eski yaşamına dönebilir. Duygudurum bozuklukları, bireylerin ani duygu iniş ve çıkışları yaşamasına neden olabilir ve bu durum ruhsal sağlığı olumsuz etkiler.