Elem; dert, keder, hüzün, gam, üzüntü, acı ve sızı gibi anlamlar taşımaktadır. Elem, zaman zaman birçok şairin de ilham kaynağı olmuştur. Hatta kimi şairler elemsiz geçirdikleri bir gün için kendilerini ziyanda sayarlarmış. Şairlerin hayal dünyaları çok farklı ve geniştir. Onların birçoğu, dertleri ve elemleri adeta zevk edinmişlerdir. Anadolu'da Elem Geçmişte Anadolu'nun çeşitli yerlerinde, insanlar birtakım sıkıntılar yaşamışlardır. Ekonomik nedenlerden dolayı gurbete gitmek, kavuşamayan aşıklar gibi durumlar bu sıkıntılara örnek verilebilir. Bütün bu sıkıntılar, o tarihlerde Anadolu insanlarını ezgin bir ruh hali içerisine itmiştir. Yaklaşık yirmi yıl öncesine kadar, arabesk denilen şarkılar çalınırdı kahvelerde, minibüslerde, çay bahçelerinde. Birçok şarkıcı, elem içerikli şarkılar söyleyerek o dönemde insanların çok beğenisini kazanmışlardı. O şarkıcıların bir kısmı şimdi aramızda yoklar, ancak bir kısmı hala yaşamaktadır. (Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Hakkı Bulut, Gülden Karaböcek gibi) Yani kısacası milletimiz acıya ve eleme yabancı değildir. Türk Sanat Müziğinde Elem Elemi konu eden, sadece arabesk söyleyen şarkıcılar değildir elbette. Günümüzde hayranlıkla dinlediğimiz Türk sanat müziğinin her nağmesinde de elem vardır. Hele, kürdili hicazkar, hüzzam, nihavent, buselik gibi makamlar da insanın kaybolup gitmesine neden olur. Elem dolu kalbimde bitmiyor hatıralar. Daha neler neler. Bunun gibi birçok şarkının nağmesinde elem sözcüğünü duymak mümkündür. Günlük Hayatta Elem Elem, içerisinde yaşadığımız bu hayatın bir parçası olarak, illaki bizi de bulur. Örneğin; stres, trafik kazası, hastalık, ayrılık, karşılıksız aşklar gibi olumsuzluklar bunlara örnek gösterilebilir. Hayatın insana nerede ne yapacağı belli olmuyor. Boşuna söylememiş atalarımız, "Dert dünyası" diye. Bundan da anlaşılacağı gibi, eğer bu dünyada yaşıyorsak, dert, elem, gam ve keder gibi sıkıntıları hayatımızın her döneminde yaşayabileceğimiz sonucunu çıkarmak çok da yanlış sayılmayacaktır. |
MihriŞah
25 Temmuz 2024 PerşembeElem dolu kalbimde bitmiyor hatıralar derken, şairlerin bu kadar derin bir hüzün duymasının nedeni ne olabilir? Neden dertleri ve elemleri adeta zevk edinmişlerdir?
Cevap yazAdmin
25 Temmuz 2024 PerşembeMihrişah, şairlerin derin bir hüzün duyması ve dertleri, elemleri bir nevi zevk edinmiş gibi görünmeleri aslında sanatın ve edebiyatın doğasıyla çok yakından ilişkilidir. Şairler, insan ruhunun en derin katmanlarına inerek duygularını ifade etme yeteneğine sahiptirler. Bu derin hüzün ve melankoli, onların iç dünyalarının bir yansıması olabilir ve aynı zamanda okuyucuların da kendi duygularını daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Bu nedenle, şairler dertlerini ve elemlerini sanatlarıyla ifade ederek hem kendilerini hem de okuyucularının ruhsal bir yolculuğa çıkmasını sağlarlar.