Yaygın anksiyete bozukluğu, kişinin sürekli ve aşırı bir şekilde kaygı, korku ve endişe yaşaması olarak tanımlanan bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bu bozukluğa sahip bireyler, günlük yaşamlarındaki olaylar karşısında sürekli olarak en kötü senaryoları düşünme eğilimindedirler ve bu durum yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkiler. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler, özellikle iş, aile ve sağlık konularında yoğun endişeler yaşarlar. Bu endişeler genellikle kontrol edilemez ve en az altı ay süreyle devam eder. Rahatsızlık, özellikle ileri yaşlarda daha sık görülmekle birlikte, her yaş grubunda ortaya çıkabilir. Kaygı, her ne kadar normal bir duygu olsa da, aşırı derecede yaşandığında bir hastalık haline gelir.

Yaygın anksiyete bozukluğunun en yaygın belirtisi, olaylar karşısında kontrolsüz bir şekilde sürekli endişe hali yaşamaktır. Birey, yaşadığı bu anlamsız endişenin farkında olabilir ancak duygularını kontrol edemez. Diğer yaygın belirtiler ise şunlardır:

Bu belirtiler bazen fiziksel bir hastalığın belirtisi olarak da değerlendirilebilir, bu nedenle doğru tanı ve tedavi büyük önem taşır.

Yaygın anksiyete bozukluğunun gelişiminde stres önemli bir faktördür. Bu rahatsızlık genellikle çocukluk ya da gençlik dönemlerinde başlar ve yıllar içinde yavaşça ilerler. Hastalığın belirli dönemleri sakin geçerken, bazı dönemlerde ise belirtiler şiddetlenebilir. Genetik yatkınlık, beyinle ilgili problemler ve kişisel özellikler de hastalığın gelişiminde rol oynar. Başağrısı, kas ağrısı, çarpıntı ve mide bulantısı gibi belirtiler başka hastalıklarla karıştırılabileceği için tanı ve tedavi süreci gecikebilir.

Yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde psikiyatri uzmanı, belirtilerin başka bir hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirlemek için öncelikle bazı testler yapar. Kesin tanı konulduktan sonra ilaç tedavisi ve psikoterapi uygulanabilir. Tedaviler eş zamanlı olarak veya ayrı ayrı uygulanabilir. Tedavi süreci, hastalığın boyutuna göre değişiklik gösterebilir ve her hasta için farklı bir tedavi planı oluşturulabilir. Yaygın olarak kullanılan ilaçlar arasında anksiyolitik ve antidepresan ilaçlar bulunur. Bu ilaçlar genellikle ciddi yan etkilere sahip değildir ve bağımlılık yapmaz. İlaç tedavisinde belirtilerin düzelmesi birkaç hafta sürebilir. Hastada iyileşme sağlansa bile ilaç tedavisi kesintisiz olarak en az bir yıl devam etmelidir.

Psikoterapi, özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT), yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde etkili bir yöntemdir. Terapide, bireyin olumsuz düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirmesi hedeflenir. Ayrıca gevşeme teknikleri ve stres yönetimi gibi yöntemler de tedavi sürecine dahil edilebilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu, erken tanı ve uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir. Bireylerin yaşam kalitesini arttırmak ve günlük işlevselliklerini geri kazanmaları için profesyonel yardım almaları önemlidir.