Kişilik KuramlarıHer insan, başkalarını sevmede etkili olabilecek birçok kişilik özelliği sıralayabilir. Başka bir deyişle, diğer değişkenlerin eşit olması durumunda, dürüst insanlıarı dürüst olmayanlardan, yardımseverleri yardımsever olmayanlardan, arkadaş canlısı olanları olmayanlardan ve nazik olanları kaba olanlardan hem kolayca ayırt edebiliriz hem de daha fazla sevebiliriz. Kişilik, doğuştan getirilen ve sonradan kazanılan özelliklerden oluşur. Kişilik, sosyal ortam içinde sergilenen davranışların toplamıdır. Kişilik kuramları arasında psikoanalitik kuramlar, insancıl kuramlar, özellik kuramları, beş boyutlu kişilik kuramı ve Adler'in kişilik kuramı gibi birçok yaklaşım mevcuttur. Psikoanalitik KuramlarPsikoanalitik kuram, bilinçaltı üzerine odaklanmış bir yaklaşımdır. Bu kurama göre insanlar, içgüdüler ve dürtülerle donatılmış olarak dünyaya gelirler ve isteklerini en kısa sürede gidermeye yönelik olan haz ilkesine göre hareket ederler. Psikoanalitik teorinin kurucusu Sigmund Freud'tur. Freud'un teorisi, id, ego ve süperego kavramları üzerine inşa edilmiştir. Bu kavramlar, kişilik gelişimi hakkındaki fikirlerin gelişimi için bir başlangıç noktası olmuştur. Psikoanalitik kuram, kişilik ve kişilik gelişiminin, insan ruhunun derinliklerinde oluşan olaylar ve çatışmalar tarafından şekillendirildiği düşüncesine dayanır. Freud, insan kişiliğinin temel özelliklerini id, ego ve süperego olarak üç ana bölümde açıklamıştır. Bu üç temel öğe, çoğunlukla insan davranışlarını yönetir. Freud'a göre, insan zihninin 3 temel bölümü vardır: bilinçli zihin, ön bilinç ve bilinçdışı zihin. Bilinçli zihin, farkında olduğumuz her şeyi içerir. Ön bilinç, rahatlıkla hatırlanabilen şeyleri saklar. Bilinçdışı zihin ise ulaşılması zor olan ve yemek, cinsellik gibi temel ihtiyaçlara yönelik duyguları barındırır. Beş Boyutlu Kişilik KuramıKişiliğin temel özelliklerini belirleme çalışmaları Cattell'den sonra da devam etmiştir. Bilim insanları, kişiliğin beş temel özelliğinin var olduğunu ifade eden Beş Boyutlu Kişilik Kuramını geliştirmişlerdir. Bu boyutlar şu şekilde sıralanmaktadır:
İnsancıl Kişilik Kuramıİnsan davranışını bir bütün olarak kavrayabilmek için insanı özellikli bir varlık olarak incelemek gerekir. İnsancıl yaklaşımı savunanlar, bilinçsiz güdülenme veya geçmiş deneyimler yerine mevcut kişiliği incelemişlerdir. İnsancıl yaklaşıma göre, birey kendi davranışlarından ve oluşturacağı kimlikten kendisi sorumludur. Hayatı yaşamaya değer ve anlamlı kılmak bireyin kendisine kalmıştır. Önemli olan geçmiş veya gelecek değil yaşanılan andır. Bu yaklaşımın varsayımına göre, davranışları denetim altına almak yerine, özgürlüğe yer vermek gerekir. İnsancıl yaklaşım, başta Maslow, Rogers ve Kelly gibi araştırmacılar tarafından şekillendirilmiştir. |
Psikoanalitik kuramda Freud'un id, ego ve süperego kavramlarının insan davranışlarını yönettiğini söylediğinde, bu farklı bölümler arasındaki çatışmaların kişilik gelişimimizi nasıl etkilediğini gerçekten hissediyor musunuz? Ve beş boyutlu kişilik kuramında nörotizm boyutunda yoğun olumsuz duygular yaşayan biri olarak kendinizi nasıl görüyorsunuz?
Cevap yazFreud'un Psikoanalitik Kuramı
Freud'un id, ego ve süperego kavramları arasındaki çatışmalar, bireyin içsel dünyasında önemli etkiler yaratmaktadır. Bu üç yapı, insan davranışlarını şekillendiren temel unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. İd, içgüdüsel arzuların temsilcisi iken, süperego ahlaki değerleri ve toplumsal normları temsil eder. Ego ise bu iki yapı arasında bir denge sağlamaya çalışır. Bu çatışmalar, bireyin psikolojik gelişiminde kritik bir rol oynayarak, kişiliğin şekillenmesine ve bireyin duygusal durumlarına yansır. Örneğin, id'in güçlü arzuları ile süperego'nun katı kuralları arasındaki gerilim, bireyin içsel çatışmalar yaşamasına neden olabilir.
Beş Boyutlu Kişilik Kuramı ve Nörotizm
Beş boyutlu kişilik kuramında nörotizm boyutunda yoğun olumsuz duygular yaşayan biri olarak, kendimi genellikle kaygılı, hassas ve duygusal bir yapıya sahip biri olarak tanımlayabilirim. Nörotizm, stres ve olumsuz duygulara karşı daha duyarlı olmamı sağlıyor. Bu durum, günlük yaşamda daha fazla endişe ve kaygı hissetmeme neden olabilir. Ancak bu duyguları yönetmeyi öğrenmek, öz farkındalığımı artırmak ve sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmek için önemli bir fırsat sunuyor. Kişisel gelişimime katkıda bulunacak bu süreçte, içsel çatışmalarımı anlama ve çözme becerimi geliştirmek için çalışıyorum.