Çocuk Psikolojisi Çocuk psikolojisi, çocuk yetiştirmeyi bir sanat olarak gören ebeveynler için büyük önem taşır. Çocuklar doğuştan şaheser değildir; tıpkı bir heykeltıraşın eseri gibi, onların karakteri de zaman, emek ve ayrıntılarla şekillenir. Çocuklarımız da bizim hamurumuzdur; onlara nasıl şekil vereceğimiz tamamen bizim elimizdedir. Ancak bu, tüm zamanımızı onlara adamak veya her istediklerini yerine getirmekle olmaz. Çocuklar doğuştan inatçı değildir. Birçok ebeveynin en büyük yanılgısı, sorunu çocuklarda görmeleri ve kendilerini sorgulamamalarıdır. Anne ve baba olmak, ayrı bir ruh halini temsil eder. Özellikle, ebeveynleriniz hayattaysa ve aynı zamanda kendi çocuğunuz varsa, bu durum karmaşık bir ruh hali yaratabilir. Bağırmak Hırçınlaşmayı Getirir Çocuklar, 2.5 yaşlarından itibaren bağımsızlaşmaya ve kendi kendilerine bir şeyler yapabildiklerini ebeveynlerine göstermeye başlarlar. Bu nedenle her soruya ve söylenene 'hayır' diye cevap vermeye başlarlar. Eğer onların bu gelişim sürecini bilirsek, onlara nasıl davranmamız gerektiğini de iyi belirleyebiliriz. Onları sadece çocuk oldukları için çocukça yaklaşımlar hak ettiklerini unutmamalıyız. 'Hayır' diyen bir çocuğa yüksek sesle bağıran bir ebeveynden, sadece istenilen yapılmadığında bağırılması gerektiğini öğrenir ve daha çok hırçınlaşabilirler. 'Hayır' Derken Alternatif Sunun Çocukların her istediğini yapmanız, çocuğunuza bir şey kazandırmaz, hatta çok fazla şey kaybettirebilir. Hoşnutsuz ve sorumsuz çocuklar yetiştirmiş olursunuz. Bu özelliklerinden vazgeçmeleri ve 'hayır' demelerini önlemek için onlara seçenekler sunabilirsiniz. Tutarsızlığa Dikkat Ayrıca söylediğimiz şeylerin gerçekçi ve uygulanabilir olmasına dikkat etmeliyiz. Söylediğimiz şeyleri kesinlikle uygulamaya geçirmeliyiz. Aksi halde, ne olacağını tahmin edebilirsiniz; hem yemeğini yemeyen hem de bilgisayarın başından kalkmayan bir çocuk düşünebilirsiniz. Onların yaptığı normaldir. İsteklerini yaptırmak amacıyla sınırları sonuna kadar zorlarlar ve yaptırdıklarını fark ederlerse dur durak bilmezler. Üzgün olduğunuz zaman kızgınlıkla söylediğiniz şeylerin, verdiğiniz cezaların sonucunu unutabilirsiniz. Ancak çocuklar unutmaz ve o tutarsızlığı yakaladılar mı bırakmazlar. Her şeyden önce, zaman zaman kendinize soruyor musunuz, 'ben iyi bir örnek olabildim mi' diye? Ona yanlış yaptığında üzüldüğünüzü söylemeniz, onun ne hissettiğini sormanız çok önemlidir ve empati kurmasını sağlar. Belki de bazen biz inatçı oluyoruzdur. Dışarı çıkmak amacıyla ısrar ederken, biz de çıkmasın diye 'hayır' deyip kestirip atıyoruzdur. Çocuğun odanıza kapıyı vurmadan girmesini istemiyorsanız, siz de kapıyı vurarak girmeli, ona saygı duyduğunuzu ve onun da hakları olabileceğini göstermelisiniz. Tüm bunların yanı sıra, çocuğa onaylamadığınız şeyi çok iyi açıklamalısınız. Çocuk, neden o davranışı yapmaması gerektiğini anlamalı ve kendi dünyasına yönelik yorumlayabilmelidir. Başkasına Şikayette Bulunmayın Çocuklarınıza başkalarının yanında veya birileri olmadan negatif yakıştırmalar yapmanız çok risklidir. "Çocuğum çok yaramaz, ne desem boş. Dışarı çıkış diyorum yok, ders çalış diyorum boş. Öyle dağınık ki müdahale etmesem kendimi kaybedeceğim" gibi cümleler kullanmanız, çocukların bu nitelikleri onaylamasını sağlar ve değişimi önler. Ebeveynleri tarafından duyulmadığını ve anlaşılmadığını hisseden her birey, isteklerini duyurabilmek ve anlaşılmak amacıyla ya çok ağlar ya da çeşitli şekillerde saldırganlaşır ve kayıp vermeyi arzu eder. |