Şizofreni Şizofreni, bireyin düşüncelerinde, davranışlarında ve algılamalarında ciddi bozukluklara yol açan önemli bir ruhsal bozukluktur. Şizofreni hastaları, gerçek olmayan olayları yaşanmış gibi kabul edebilir ve söylenmemiş sözlerin söylendiğini iddia edebilirler. Bu hastalık genellikle genç yaşlarda başlar ve bireyin dış dünyadan koparak kendi iç dünyasında ciddi ruhsal bozukluklarla yaşamasına neden olur. Şizofreni, iki ana belirti tablosunda ortaya çıkar: pozitif (renkli) belirtiler ve negatif (renksiz) belirtiler. Pozitif (Renkli) Belirtiler Bu belirtiler arasında saldırganlık, çevreye zarar verme, var olmayan sesler duyma ve yakınlarının kendisine zarar vereceğini zannetme bulunur. Ayrıca, yaşayan evin kapısını sürekli kilitleme ve camları hiç açmama gibi davranışlar da gözlenebilir. Negatif (Renksiz) Belirtiler Bu belirtiler ise hastanın içe kapanması, sosyal hayattan uzaklaşması ve konuşmak istememesi gibi daha sönük belirtilerdir. Şizofreni Belirtileri ve Nedenleri Şizofreni hastaları genellikle hastalıklarını kabul etmekte zorlanırlar, bu yüzden yakınlarının gözlemi büyük önem taşır. Şizofreni belirtileri arasında en belirgin olanlar mutsuzluk, yorgunluk, halsizlik ve hayattan zevk alamama yer alır. Hastalar sürekli yorgun olduklarını dile getirirler, hiçbir faaliyetten veya topluluktan zevk almazlar ve önceden keyif aldıkları şeylerden zevk almamaya başlarlar. Örneğin, önceden izlemekten keyif aldıkları filmleri izlemek istemezler ve keyif almazlar. Okula veya işe gitmekten bıktıklarını dile getirirler ve gitmek istemezler. Sürekli evde kalmak ve uyumak isterler, içe kapanırlar ve kimseyle konuşmak istemezler. Aşırı derecede el yıkama ve titizlik gösterirler, çocukları için gerektiğinden fazla endişe duyarlar. Örneğin, çocuklar okuldan eve gelene kadar acaba öldüler mi, kaza mı geçirdiler gibi endişeler taşırlar. Şizofreni hastaları sürekli birtakım sesler duyduklarını iddia ederler, çevresindekilerin kendisine zarar vereceğine inanırlar ve bu nedenle saldırganlaşabilirler. Aniden bağırabilirler, alıngan olurlar ve çabuk küsebilirler. Olmayan sözleri var görüp söylenmemiş sözleri duyduklarını iddia edip gelişigüzel konuşabilirler, bu da çevrelerindekilerin yalan söylediklerini düşünmelerine neden olur. Ancak hasta yalan söylemez; kendi inandığı şeyi iddia eder. Şizofreni Nedenleri Şizofreninin nedenleri arasında travmalar, yani anne, baba, kardeş, eş veya evlat gibi yakınların kaybedilmesi önemli bir rol oynar. Aynı şekilde, beklenmedik ve tedavisi güç veya mümkün olmayan hastalıklar da şizofreniye neden olabilir. Bazen de çocukluktan ergenliğe kadar yaşanan birtakım zorlukların birikimi ile ortaya çıkabilir. Şizofreninin zayıf bir ihtimali de komplekslerdir. Kişi, kendini çevresindekilere göre daha zayıf hissedebilir, kimsenin kendisini beğenmediğini düşünebilir ve hatta eşinin kendisini beğenmediği için başkalarını beğendiğini düşünebilir. Bu tür düşünceler beynini çok meşgul ederek şizofreniye yol açabilir. Ayrıca, kişinin beynindeki mistik sorular da şizofreniye neden olabilir. Örneğin, "Acaba dünya uzayda nasıl duruyor?", "Acaba tanrı var mı?", "Acaba sonsuzluk var mı?" gibi sorular da şizofreniye yol açabilir. Şizofreni Tedavisi Şizofreni, antipsikotik ilaçlarla tedavi edilir. İlaçların yetersiz olduğu durumlarda, halk arasında elektroşok olarak bilinen tedavi yöntemlerine başvurulabilir. Ayrıca, psikoterapilerle de şizofreni tedavi edilebilir. Tedavide en önemli nokta, ilaçların doktor bilgisi dışında kesilmemesidir. Şizofreni tedavisi için başvurulan doktor mutlaka bir psikiyatri uzmanı olmalıdır. Şizofreni Tekrarlar mı? Tedaviden sonra şizofreninin tekrar etme olasılığı yüksektir. İlk bir yıl içinde %30 veya %40, ilk iki yıl içinde %40 veya %60 oranında tekrar edebilir. Şizofreni tedavisi ne kadar iyi olursa olsun, doğru, düzgün ve zamanında tedavi edilse bile şizofreninin tekrar ortaya çıkmamasının garantisi yoktur. Ancak doktor kontrolünün devam etmesi, ailenin anlayışı ve ilaçların düzenli kullanımı şizofreni tekrarını geciktirebilir veya tekrar görülme riskini azaltabilir. Şizofreni tedavisinde en dikkat edilen nokta, hastanın hayatını devam ettirebilmesidir. Kendisine veya çevresine zarar vermeden, iş hayatından uzaklaşmadan ve içe kapanmadan yaşamasını sağlamak önemlidir. Bu nedenle hayatları boyunca ilaç kullanmak zorunda olan şizofreni hastaları bulunabilir. Şizofrenide hastanın yakınlarına da büyük sorumluluk düşmektedir. Hastalığın sık tekrar etmemesi ve hastanın en azından %70 oranında sağlığına kavuşması için yakınlarının hastaya karşı sabırlı ve takipçi olmalarında yarar vardır. |
Ümmiye
19 Temmuz 2024 CumaŞizofreni tedavisinde antipsikotik ilaçların ve elektroşok tedavilerinin kullanıldığını belirttiniz. Bu tedavi yöntemlerine rağmen hastalığın tekrar etme olasılığının yüksek olduğunu söylüyorsunuz. Peki, bu tekrarlama riskini azaltmak için başka hangi stratejiler kullanılabilir? Örneğin, hasta yakınlarının rolünün öneminden bahsettiniz; sabırlı ve anlayışlı olmanın ötesinde onlara önerdiğiniz spesifik yaklaşımlar var mı?
Cevap yazAdmin
19 Temmuz 2024 CumaMerhaba Ümmiye,
Evet, şizofreni tedavisinde antipsikotik ilaçlar ve elektroşok tedavileri kullanılıyor, ancak bu tedaviler tek başına yeterli olmayabilir. Hastalığın tekrar etme riskini azaltmak için birkaç farklı strateji uygulanabilir. Öncelikle, hastaların düzenli olarak doktor kontrollerine gitmeleri ve ilaçlarını doktorların önerdiği şekilde kullanmaları önemlidir.
Hasta yakınları düzenli psikoeğitim programlarına katılarak hastalık hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilir ve bu sayede daha etkin bir destek sağlayabilirler. Bunun yanı sıra, hastaların sosyal hayatına katılmasını teşvik etmek ve sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak da önemlidir.
Stres yönetimi de şizofreni hastaları için kritik bir unsurdur. Bu nedenle, meditasyon, yoga veya gevşeme teknikleri gibi stres azaltma yöntemleri öğrenmeleri faydalı olabilir. Ayrıca, dengeli bir beslenme ve düzenli egzersiz de genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaparak hastalık belirtilerini azaltabilir.
Son olarak, destek gruplarına katılmak da hem hastalar hem de yakınları için moral ve motivasyon kaynağı olabilir. Bu gruplar, benzer deneyimler yaşayan insanlarla iletişim kurma ve birbirlerine destek olma fırsatı sunar.
Umarım bu öneriler faydalı olur. Sağlıklı günler dilerim.