Kaygı Bozukluğu Kaygı bozukluğu, tıp dilinde anksiyete bozukluğu olarak bilinen ve kişinin sürekli olarak kötü bir şeyler olacağı endişesiyle yaşadığı yoğun kaygı durumu olarak tanımlanır. Bu bozukluk genellikle ergenlik döneminde başlar ve dalgalı bir şekilde devam edebilir. Kaygı bozukluğu yaşayan kişiler, günlük hayatlarında karşılaştıkları olaylara normal insanlardan çok daha fazla kaygı ile tepki verir ve sürekli felaket senaryoları üretirler. Kaygı, ufak bir endişe ile başlayıp panik noktasına kadar yoğunlaşabilir. Herkesin zaman zaman kaygı ve endişe yaşaması normaldir; ancak bu duygular aşırı boyutlara ulaşıp kişinin günlük yaşamını olumsuz etkilemeye başladığında, kaygı bozukluğu tedavi edilmesi gereken bir hastalık haline gelir. Kaygı bozukluğu olan kişiler, her olaydan ve ortamdan huzursuzluk duyar ve sürekli tetikte hissederler. Kaygı Bozukluğu Belirtileri Duygusal Belirtiler
Fiziksel Belirtiler
Kaygı Bozukluğunun Nedenleri Kaygı bozukluğunun nedenleri arasında kalıtsal faktörler ve çocukluk yıllarında yaşanan travmatik olaylar öne çıkar. Ani bir yakınını kaybetme, ailenin çocuğa kaldıramayacağı sorumluluklar yüklemesi gibi durumlar kaygı bozukluğunun gelişiminde etkili olabilir. Ayrıca, stresli yaşam koşulları, iş kaybı, boşanma gibi olumsuz yaşam olayları da kaygı bozukluğunun tetikleyicileri arasında yer alır. Kaygı Bozukluğu Tedavisi Kaygı bozukluğu tedavi edilmediğinde, kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde bozabilir ve başka psikolojik rahatsızlıkların gelişmesine zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, kaygı bozukluğunun erken dönemde tedavi edilmesi oldukça önemlidir. Tedavi edilmediğinde, hastalar alkol gibi zararlı alışkanlıklar edinebilir ve bu durum bedensel rahatsızlıklara, özellikle kalp rahatsızlıkları ve hipertansiyona yol açabilir. Kaygı bozukluğu tedavisinde ilk olarak doktorun önereceği antidepresan ilaçlar kullanılır. Eğer ilaçlar yeterli gelmezse, bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi psikoterapi yöntemleri de uygulanabilir. İlaç ve psikoterapi kombinasyonu, hastaların iyileşme oranını artırır. Antidepresan ilaçlar mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalı ve etkilerinin ortaya çıkmasının bir ay kadar sürebileceği bilinmelidir. Bu ilaçlar kullanılırken baş ağrısı, bulantı, yorgunluk ve halsizlik gibi yan etkiler görülebilir, ancak bu yan etkiler genellikle bir ay içinde kendiliğinden kaybolur. Antidepresanlar, hastalığın tedavisi bittikten sonra en az 6 ay süreyle daha kullanılmalı ve tedavinin son aylarında ilacın dozu yavaş yavaş azaltılarak kesilmelidir. |