Dürtüsellik, kişinin isteklerini erteleme, davranışlarını planlama veya kendini frenleme konularında yaşadığı zorluk olarak tanımlanabilir. Dürtüsel kişiler, attıkları adımları ve gerçekleştirdikleri davranışları genellikle planlamadan ve düşünmeden yaparlar. Bu kişiler, oldukça sabırsız davranarak büyük riskler alabilirler. Çevreleri tarafından dikkat eksikliği ve davranış bozukluğu olduğu gözlemlenebilir. Örneğin, bir kişi herhangi bir sıraya girdiğinde sırasını beklemekte zorlanır, başkalarının konuşmalarını keser, herhangi bir oyun oynanırken oyunu bozarak araya girer ve soruları sonuna kadar dinlemeden cevap verebilir. Bu tür davranışlar, kişinin yaşam düzeyini etkiliyorsa dürtüsellik söz konusu olabilir. Dürtüselliğe depresyon, öğrenme zorluğu, karşı gelme bozukluğu ve davranış bozukluğu gibi şikâyetler eşlik edebilir. Dürtüsellik, kadınlara oranla erkeklerde üç kat daha fazla görülen bir sorundur.

Dürtüsellik sorunu, yetişkinlere nazaran çocuklarda daha fazla görülür. Bu soruna maruz kalan çocuklar, yöneltilen sorulara esnek bir şekilde yanıt veremez ve dolayısıyla olayları sağlıklı bir şekilde algılayarak değerlendiremezler. Karşı karşıya kaldıkları sorunları çözmekte güçlük çekerler. Örneğin, çocuk okulda sırasını beklemeden veya parmak kaldırmadan öğretmenin yönelttiği soruya cevap verebilir. Ayrıca oyunlarda araya girmek, yerinde oturamamak ve başkalarının konuşmalarını kesmek gibi davranış bozuklukları sergilerler. Karşıdaki kişi çocuğa bu tür davranışları neden yaptığını sorduğunda, çocuk engel olamadığını açıklar. Kişi kendini kontrol etmek için çabalasa da bunu beceremez ve çevrede kontrolsüz bir görünüm yaratır. Bu tür davranışlardan dolayı çocuklar derslerinde başarısız olurlar.

Dürtüsellik sorunu, beynin ön tarafındaki bölge ile ilgili olarak beynin yapısında normalden az kanlanma olması ve şeker kullanımı, aile içinde dürtüsellik sorununun olması, alkolizm, davranış bozukluğu ve depresyon gibi sıkıntılar nedeniyle oluşabilir. Dürtüsellik probleminde temel bir etken haricinde sorunu tetikleyen şikâyetlerin var olması da neden olabilir. Aile içi geçimsizlik ve duygusal yoksunluk gibi durumlar dürtüselliği tetikleyebilir.

Dürtüsellik tanısı, klinik görüşme ile konulabilir. Tanıyı desteklemek amacıyla bazı testlerden yardım alınsa da en değerli test klinik görüşmedir. Dürtüsellik tanısı için MR, EEG gibi tetkikler çok özel durumlarda uygulanır. Aksi halde bu tür tetkiklerin gerekliliği söz konusu değildir.

Dürtüsellik tanısı konduktan sonra, psikopedagoji, medikal tedavi ve nöropsikoloji yöntemlerinden yararlanılır. Dürtüsellik sorunu olan çocuklarda psikiyatrik ve nörolojik muayene ve testler uygulanarak tedavi planlanır. Tedavide anne ve baba eğitimi, öğretmen eğitimi ve özel eğitim gibi çalışmalar gerçekleştirilir. Bu çalışmalar tedaviyi desteklemek için önemlidir. Tedavide amaç, bireyin toplum ile sağlıklı ilişkiler kurabilmesini sağlamaktır. Özel eğitimler haricinde, dürtüsellik rahatsızlığında ilaç tedavisi uzun yıllardır kullanılmakta ve oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır. İlaç tedavisinde başarı, çocuğun yaşı, ailenin tedaviye uyumu ve çocuğun zeka düzeyi gibi faktörlere göre değişiklik göstermektedir. Stimülanlar, dürtüsellik tedavisinde güvenilir oldukları için ve çocuk üzerinde herhangi bir bağımlılık yaratmadıkları için tercih edilir. Ailenin ilaç kullanımı ile alakalı yanlış bilgisi, genellikle ilaç tedavisinin reddedilmesine neden olmaktadır. Oysaki ilaç tedavisinin reddedilmesi, tedavinin gecikmesine ve geri dönüşü olmayan sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.