Somatoform Bozukluklar Somatoform bozukluklar, hastalık hastalığı olarak da bilinen ve nedeni tam olarak bilinmeyen bir grup psikiyatrik rahatsızlıkları kapsar. Bu bozukluklar, hastalarda bedensel ağrılar ve kaygılar şeklinde kendini gösterir. Çocukluk döneminde yaşanan travmalar veya genetik faktörler bu hastalıkların ortaya çıkmasında etkili olabilir. Somatoform bozukluklar, tek bir rahatsızlık olmaktan ziyade birçok alt grubu içerir. Bu grupların ortak noktası, sebebi açıklanamayan bedensel rahatsızlıklardır. Öne çıkan somatoform bozukluklar arasında ağrı bozuklukları, hastalık hastalığı (hipokondriyak bozukluk), konversiyon bozukluğu, beden dismorfik bozukluğu ve kronik yorgunluk gibi durumlar yer alır. Çoğu kişi zaman zaman bedensel olarak bazı şikâyetler yaşayabilir; ancak bu şikâyetlerin somatoform bozukluk olduğundan söz edebilmek için belirli kriterlerin karşılanması gereklidir. Bedensel şikâyetlerin uzun süre devam etmesi, bu şikâyetler nedeniyle kişinin yaşam kalitesinin düşmesi ve şikâyetlerin tıbbi olarak açıklanamaması bu kriterler arasında yer alır. Somatoform Bozuklukların Oluşumu Somatoform bozukluklar farklı şekillerde ve değişken biçimlerde ortaya çıkabilirler: Konversiyon Bozukluğu Konversiyon bozukluğu, psikolojik olarak ataklar geçirme durumudur. Bu ataklar bayılma, uyuşukluk, denge kaybı, kol ve bacaklarda tutmama, titreme, çift görme, ses çıkaramama, duyma kaybı, körlük ve his kaybı şeklinde ortaya çıkabilir. Kişi, kendisiyle ve çevresindeki insanlarla çatışma halindedir. Konversif ataklar, kişiyi bu çatışmalardan belli bir süreliğine kurtararak rahatlama sağlar. Kadınlar erkeklere göre daha riskli bir gruptadır ve birinci derecede akrabalarda böyle sorunlar varsa görülme olasılığı artar. Ruhsal, cinsel veya fiziksel travmalara maruz kalanlarda bu bozukluğun ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Konversiyon bozukluğu, epilepsi hastalığı ile karıştırılabilir ve tedavi planlaması epilepsiye yönelik yapılabilir. Ancak, idrar kaçırmanın olmaması, nöbetin yavaş başlayarak uzun süre devam etmesi, stres ile ilişkisinin olması, atakların başkalarının yanında gerçekleşmesi, atak sonrasında bilincin çabuk iyileşmesi, kullanılan epilepsi ilaçlarından yanıt alınamaması, atak esnasında fiziksel yaralanmanın olmaması ve garip davranışların varlığı konversiyon bozukluğunu epilepsiden ayırır. Bu tür hastalar, ataklar sırasında etraflarını duyduklarını ve olup bitenin farkında olduklarını ancak yanıt veremediklerini belirtirler. Tedavi, ilaç ve psikoterapi ile yapılır. Problemlerle başa çıkma ve sorunları çözme gibi psikoterapiler tedavide önemlidir. Psikodinamik ve bilişsel davranışçı terapi de tedavinin önemli parçalarındandır. Ağrı Bozukluğu Ağrı bozukluğu, vücudun herhangi bir yerinde sürekli olarak devam eden ağrılar şeklinde görülür. Kişinin tarif ettiği ağrılar, sinirlerin vücuttaki dağılımına ters olabilir. Sürekli doktor ziyaretleri yapılmasına rağmen ağrılar bir türlü ortadan kalkmaz. Beraberinde günlük hayatta fonksiyon kaybı ve bedensel duyumlar oluşur. Örneğin, hastanın belinde ağrı vardır ve bu ağrının bir türlü geçmemesinden yakınır. Bu hasta bir kaleci ise iş verimi düşerek maçlara çıkamaz hale gelir. Tedavi, ilaç ve psikoterapi kombinasyonu ile gerçekleştirilir. Hipokondriyak Bozukluk Hipokondriyak bozukluk, hastalarda sürekli ciddi bir hastalığa yakalanma endişesiyle karakterizedir. Bu endişe nedeniyle kişi, büyük zamanını sağlığı ile ilgili konuları çözmek için harcar. Sürekli doktor başvuruları ve ileri tetkikler hipokondriyak bozukluğun belirtileri arasındadır. Örneğin, hasta sürekli kansere yakalanma korkusu veya kalp krizi geçireceği korkusu yaşar. Yapılan tetkikler sonucunda bir müddet rahatlasa da belli bir süre sonra aynı korku tekrar hâkim olur. Hasta bazen pahalı ve riskli tetkikleri zaman zaman yaptırabilir. Tedavi, ilaç ve psikoterapi kombinasyonu ile yapılır. Beden Dismorfik Bozukluk Beden dismorfik bozukluk, gerçek bir sebep olmamasına rağmen fiziksel görüntü üzerinde hastanın sürekli uğraşması ile karakterize edilen bir bozukluktur. Kadın ve erkeklerde aynı oranda görülebilir ve genellikle erken yaşlarda başlar. Hasta, yapılan operasyonlar veya girişimlerden tatmin olmaz. Hastanın yüzü, kasları, cinsel bölgesi, burnu ve saçları ile ilgili takıntıları vardır. Hastalık belli bir dönem düzelirken, tekrar nüksedebilir. İlaç tedavisinin çok dikkatli ve düzenli uygulanması gerekir. Ayrıca, ilaç tedavisine ek olarak psikoterapi de hasta için şarttır.
|